Kayıtlar

Kocaman Gül

Hayatında ne olup biterse bitsin bilmediğimiz bir çok şey bizi bekler tıpkı bebekler gibi. Onların tek farkı Hayata dair hiç bir şey bilmeden dünyaya geliyorlar. Bizse yaşının verdiği olgunlukla yaşamış olduklarımızdan ibaretiz. Bu nedenle yaşadıklarımız neden bizim başımıza geliyor diye üzülmek yerine,ki üzülmek bile doğanın bir dengesidir ve asla kötü bir şey değildir , kabullenmek gerekir. Yaşadıklarımızı kabullenelim, kabullenmekten anlatmak istediğim her bize ait olanı neden bizim başımıza geliyor diye değilde evet başıma bunlar geldi ama bunu atlatmak zorunda olan da benim. Dolayısıyla kendi içsel yolculuğunda başkalarını suçlama . Hayatı da suçlama kendi yapabileceklerine odaklan. Hayatta olduğumuz süreler o kadar kısaldı ki yarınlar varmışcasına yaşamaktansa yarınım yok-muşçasına değerini bil.

Ruhum kadın

Ruhum kadın değil mi? İki kelimeden ibaret ve anlamı da tam olarak ,dışım dişi olsun olmasın sen içimdeki kadınlığı sev ona aşık ol . Dışımdakine değil. Erkekliğin dışındakinden ibaret olmadığı gibi. Ya da ne diyelim erkek erkekliğini bilsin kadın kadınlığını mı? Bence hayat bu kavramlardan çok daha fazlası, insan insanlığını bilsin. İnsanın insan olduğu için ihtiyaçlarının cinsiyetle bağdaştırılmasına gerek yok ,her iki cinsiyetinde kendine göre ihtiyaçları mevcuttur bu hiç birinin daha üstün olduğu anlamına gelmez. Bu tamamen kişisel arzuların bir esirliğidir . Toplumun geçmişten getirdiği ataerkil yapının bir yansımasıdır . Buna kızmamız bu yüzden bazen saçma oluyor ,çoğu insanın içinden değil de ailesinin veya toplumunun öğrettiği bir alt yapıdan gelen bir sistemi alıştırmak zordur ,tıpkı bir kurbağa kaynar suya anında attığınızda alışamayacağı gibi, ya da yavaş yavaş ısıttığınızda suyu ,o kurbağa alışır ve bu toplumda aynen böyle birden büyük ölçüde değişikliklere alışamaz.

Hadi bugün kadın olmayalım.

Bugün için kadın olmaktan kendimizi alıkoyalım ne eksilir bir hayal edelim . Feminizm nedir ? Erkeğe ihtiyacım yok demek midir ? Kesinlikle bundan ibaret değildir . Bu tamamen kısacası kendimizin erkek ile eş değerde algıladığımız ile alakalı da değildir daha çok  saygı talebidir . Neyimiz eksik demi her şeyimiz var her şeyi yapabiliyoruz görünürde . Görünüşte görevlerimiz vardır yemek yapmak ,ütü yapmak, aslında bu bizim görevimiz değildir her iki cinsiyet de bunu yapabilecek kapasitedir fakat kadınlar doğası gereği çok titiz ve çok ayrıntılı düşünebilen varlıklardır .Bu yüzden feminizmi benimseyen kadınlar da dahil bu işlerde kendini yaparken daha iyi hisseder fakat tek ihtiyaçları bazen destektir .Feminizm algısını yaratan toplumun aslında doğuşu her ne kadar kadınlığın aşağılanması ile ilgili olsa da naif bir destek talebidir ,sevgi ve saygı arzusudur. Bir iş yaptıklarında  'yapıyorsun çünkü kadınsın ' değil. Yapıyorsun çünkü benden daha iyisin ya da ne bileyim işte çünkü

Güzellik

Resim
Hayatımızın her alanında minnoş mu minnoş içimizde bir kadınlık var değil mi ? Altında yatan güçlü olma arzusuyla yanıp tutuşan hayallerimiz ne kadar gerçek olmasa da gerçekleştirebilecek kapasitemiz var bunu inkar etmeye gerek yok biliyoruz. Biz gerçekten bu terimi bu kadar neden içselleştirdik ki? Çünkü susmaya alıştırıldık veya her susmamızı bence ruhumuza zayıflık olarak bir algı yaratıldı ,oysa ki bir sessizliğimiz çok büyük bir zeka oyunuydu, biz zayıf da değildik aptal da değildik içimizdeki algıyı kırmıştık. Feminenliğini koru gururunu koru her değerini koru derken hangi değer bize aitti biz hangisine karar verebildik bu güne kadar, içimizdeki isyanımız sevdiklerimize değil bu garip algıyı yaratan 'sen ama kadınsın kabul etmek de zorunlu olduğun şeyler' var dediler. Tamam anlamaya çalıştık. Erkeklerin ruhuna indik sorunlarının kendilerinden de kaynaklı olmadığını biliyoruz ,Çocukluğunda alıştırılmış algılar bu sorunun tam merkezi. Kadınların örnek ro